Onlar Nasıl Yazıyorlardı? -2

Onlar Nasıl Yazıyorlardı? -2

Mark Twain

1870-1880 yılları arasında Twain ailesi yazlarını, New York’taki taş ocağı çiftliğinde geçirdi. Çiftlikte geçirdiği bu yaz ayları, Mark Twain’in en üretken zamanlarıydı. Rutini basitti, kahvaltıdan sonra çalışma odasına çekilir ve akşam beşe kadar yazardı. Akşam yemeğinden sonra yazdıklarını ailesine okur ve onların beğenisini toplamaktan hoşlanırdı.

Pazar günleri çalışmazdı, ailesiyle vakit geçirir veya kitap okurdu.

Her zaman puro içerdi.

 

 

George Orwell

Orwell’in yazarlıktan iyi bir gelir elde edemediği zamanlarda düşük maaşlı bir öğretmenlik işi vardı. Fakat bu iş uzun saatleri nedeniyle yazmasına engel oluyordu. Neyse ki Orwell’in teyzesi Nellie ona Londra’da bir sahafta yarı zamanlı asistanlık işi bulmuştu. Saat yedide uyanır ve dokuzda sahafı açardı. Bir saat çalıştıktan sonra öğlen ikiye kadar boş vakti olurdu, bu saatlerde yazardı. Sahafa geri döner ve akşam altı buçuğa kadar çalışmaya devam ederdi.

Jane Austen

Austen, İngiltere’deki kır evlerinde annesi, kız kardeşi, yakın arkadaşı ve üç uşakla yaşıyordu. Erkenden uyanır ve piyano çalardı. Saat dokuzda aile kahvaltısını düzenler, kahvaltıdan sonra tüm aile salona geçerdi. Annesi ve kız kardeşi dikiş dikerken Austen de yazılarını yazardı. Misafir geldiğinde ise kağıtlarını saklar ve dikişe katılırdı. Akşam yemeği saat üç ve dört arasında servis edilirdi. Sonrasında sırada sohbetler, kart oyunları ve çay olurdu. Austen günü, yazdıklarını ailesine okumakla bitirirdi.

Haruki Murakami

Murakami, roman yazdığı dönemlerde sabah dörtte uyanıyor ve beş-altı saat hiç durmadan çalışıyordu. Öğleden sonra yüzüyor ve koşuyor, işlerini hallediyor, okuyor ve müzik dinliyor; saat dokuzda da uyuyordu.

Rutini konusunda çok katıydı. “Bu rutini her gün bir değişiklik olmadan sürdürüyorum. Tekrarın kendisi önemli hale gelir; bir büyülenme biçimidir. Daha derin bir ruh haline ulaşmak için kendimi büyülüyorum.” diyordu.

Yayım tarihi
Haberler olarak sınıflandırılmış